Bir Öyle Bir Böyle
Hangi ağacın dalları, yaprakları ya da çiçekleri, ya tamamen yeşil, ya rengârenk ya da kurumuş? Hepsinden biraz biraz… İnsan gibi… Kafede oturmuş, kahve içip kahkahalar attığınız insanların hiçbiri, tam öyle…
Hangi ağacın dalları, yaprakları ya da çiçekleri, ya tamamen yeşil, ya rengârenk ya da kurumuş? Hepsinden biraz biraz… İnsan gibi… Kafede oturmuş, kahve içip kahkahalar attığınız insanların hiçbiri, tam öyle…
Yılkı atları sarmış bu şehrin yorgun sokaklarını; Aç, biçare, korkak taylarını koruyamayanlar, İçten içe birbirini yiyen, ağzı kan kokan atlar… Sokaklar kişnemelerin sesiyle ürperiyor, Acı yok, merhamet yok, gözler mat…
– Sevgilim, o erkekle de görüşmeni istemiyorum. Niyeti hiç iyi değil. Seni kullanıyor. O tür erkekleri bilirim. + Hayır sevgilim, artık bu zamanda kadınlar daha kötücül ve zarar verici. Ben…
Buz mavisi duvarın hafif yeknesak saati; Akrep yelkovanın ucunda sallanıyor. Odanın içindeki ey dokunaklı rüzgârım! Vur, vur geceler arasına sıkışmış suratıma, Dağılsın bakışım yıldızlardan o muazzam utangaç aya. Bu utku…
Koca bir ömrün dört günlük bir kesiti, her gün dökülen deri parçaları ya da kıl taneleri gibi… Bir sonraki neslin daha tazecik ve daha işlevsel olması açısından vazgeçerler tutunmaktan. +…