Aldanma
Ölüm, yıllar önce esmişti; O berrak yeşil vadiye ve soft bakan göğe. Şimdi, bir kemik yığını uzuyordu sonsuzluğa, Uzaktan yansıyan ışıklar verdi umudu. Yıllar sonra bir yaz yağmuru ve bahar…
Ölüm, yıllar önce esmişti; O berrak yeşil vadiye ve soft bakan göğe. Şimdi, bir kemik yığını uzuyordu sonsuzluğa, Uzaktan yansıyan ışıklar verdi umudu. Yıllar sonra bir yaz yağmuru ve bahar…
Bir masal var, pırıltılar dans ediyor, izledin mi, Duydun mu şarkıyı, esir etti mi düşlerini? Aldın mı kokusunu okyanusun, tuzlu suyun, Korkunun, aczin, mavi balinanın aşkının? Keskin bir esinti sarar,…
Koca bir ömrün dört günlük bir kesiti, her gün dökülen deri parçaları ya da kıl taneleri gibi… Bir sonraki neslin daha tazecik ve daha işlevsel olması açısından vazgeçerler tutunmaktan. +…
Hırpalanmış rüzgâr, tekliyor, sürüklüyor peşinden karanlığı, Yıldızların hepsi geride dağınık, bir başına, omuzları hançerli ellerle, Benim içimin duvarları ısırgan kaplı, üfledikçe rüzgâr, üfledikçe, Yükseliyor bir ses göğe, akan sıvılar taşıyor…
Yedi yıl öncenin sahibini görmek asırları birleştirir, Yıllar sonranın armağanı, konuşkan yapmıyor dostum. Önce kaç saat sustuk, sonra kaç saat konuştuk? Bilmiyorum, masallara taşan bir andan bakıyorum göğe, O andan…
Bir gelin gibi görünen mevsimin de karanlık yüzü vardır sevgili. Bu kış daha başka üşüyeceğim. İnsan aydınlıktayken kör kalır mı? Ben kaldım, öylece, içli, pak ve pür, taşarcasına… Mevsimlerden düğün…
İnsanın gözleri çiçek açar mı? Açardı gülünce… Rengârenk açardı hem de. Güneş de doğardı, Tüm seherler gökten de yağardı; Geceler kalsın şimdi de yalnız, bensiz, sensiz. Bahar şimdi dört koldan…