Zaman Kavşağı
Güneş ufukta hafifçe gözlerini kapatır, ben izlerim; Yürürüm her akşamüstü o zaman kavşağına, beklerim bir süre. Gecenin sessizliğinde bir nükte düşer aklıma, gülerim; Sonra bir özlem sarar sarmalar dünyayı saran…
Güneş ufukta hafifçe gözlerini kapatır, ben izlerim; Yürürüm her akşamüstü o zaman kavşağına, beklerim bir süre. Gecenin sessizliğinde bir nükte düşer aklıma, gülerim; Sonra bir özlem sarar sarmalar dünyayı saran…
Acı çekmeyenler ve kaçanlar iyi uyuyordu. Acı çekenler ise hep uykusuz ve yaşıyorlardı: korkularını, savaşlarını, duygularını… Uyku, yarı bir ölümdü; canı tatlı olanlar ve korkak olanlar, gerçek ölüm yerine uyumayı…
+ “Her” kelimesinin özelliği nedir? – Yok. + Neden? – Çünkü önüne gelen tüm isimleri sahiplenir ve genelleştirir. + Bu durum, aynı zamanda özelliksiz kılar, anlamına da gelmez mi? –…
Koca bir ömrün dört günlük bir kesiti, her gün dökülen deri parçaları ya da kıl taneleri gibi… Bir sonraki neslin daha tazecik ve daha işlevsel olması açısından vazgeçerler tutunmaktan. +…
– Bu evde mi yaşayacağız? – Evet. – Bu evde mi yaşıyordun? – Evet. – Ne kadar süredir? Çok eski görünüyor. – Çocukluğumdan beri. – Hiç taşınmayı düşünmedin mi? –…
Bizlerin konuşmaktan, imalarda bulunmaktan, onu yaşamaktan asla vazgeçemediğimiz bir konu olan aşktan ve aşkla oynayan insanlardan bahsetmek istiyorum. Belki de daha çok “aşkbazlık”tan… Nedir “aşkbaz”? Âşık olmadığı hâlde yalan yere…